Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, yürüyüşün hem zihinsel hem de fiziksel sağlığa etkileri ve özellikle depresyonla mücadeleye katkısı hakkında bilgi verdi.
Yürümek, bedenin yanında zihnin de en temel ilaçlarından biri!
Birçoğumuz için yürüyüşün, sadece adım sayısını doldurmak ya da kilo vermekle ilgili gibi göründüğünü dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Oysa yürümek, bedenin yanında zihnin de en temel ilaçlarından biridir.” dedi.
Özellikle depresyonla mücadelede, yürüyüşün etkilerinin bilimsel olarak defalarca kanıtlandığına vurgu yapan Demir, “Yürüdüğümüzde sadece kaslarımız değil, beynimiz de hareketlenir. Düzenli yürüyüş, serotonin, dopamin ve endorfin gibi ‘iyi hissetme’ kimyasallarının salgılanmasını artırır. Aynı zamanda stres hormonu kortizolün düzeyini düşürür. Yani basit bir yürüyüş, beyinde doğal bir ‘antidepresan’ etkisi yaratır. Bu yüzden bazı araştırmacılar, yürüyüşü ‘hareket eden terapi’ olarak adlandırır.” açıklamasını yaptı.
Anahtar kelime ‘motivasyon’ değil, ‘rutin’!
Bir ormanda, deniz kenarında ya da parkta yüründüğünde beynin, ‘sakinleştirici dalga’ olarak bilinen alfa dalgalarını artırdığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Yeşilin tonları, kuş sesi, rüzgârın yapraklarla dansı… Tüm bunlar bedenimizin ‘tehditte değilim’ mesajını algılamasına yardımcı olur.” dedi.
Şehirdeki gürültü, trafik ve yapay ışıkların ise tam tersine stres sistemimizi aktif tuttuğuna dikkat çeken Demir, şunları söyledi:
“Bu yüzden doğada yürüyüş, şehirde yapılan aynı tempodaki yürüyüşten bile daha fazla ruhsal rahatlama sağlar. Depresyonda motivasyonun düşük olması çok normaldir. ‘Canım hiçbir şey yapmak istemiyor’ cümlesi, neredeyse her danışanımın ağzından çıkar. İşte bu yüzden yürüyüşe başlarken motivasyon değil, rutin anahtar kelimedir. 5 dakika bile olsa, her gün aynı saatte evden çıkmayı deneyin. Başlangıçta ‘yürüyüş yapmak için’ değil, ‘kapıdan çıkmak için’ hedef koyun. Çünkü hareket ettikçe motivasyon gelir, tersi değil. Yani o çok sevilen, ‘kendinizi iyi hissettiğiniz için yürümeyin, iyi hissetmek için yürüyün’ sözü aslında doğru.”
Daha çok ekran, daha az hareket ve daha sık depresif ruh hali…
Hafif ve orta düzey depresyonda yürüyüşün, terapi ve/veya ilaç tedavisinin etkisini güçlendirdiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Ama kişi günlük yaşamını sürdüremeyecek kadar çökkün, kendine bakım yapamıyor ya da intihar düşünceleri yaşıyorsa, yürüyüş tek başına yeterli değildir.” dedi.
Bu durumda mutlaka bir uzmandan profesyonel destek alınmasını öneren Demir, teknolojinin de hareketsizliğe neden olduğuna değinerek “Ekran başında geçen uzun saatler, beynin dopamin sistemini ‘kolay haz’a alıştırıyor. Yani sosyal medya bildirimleriyle minik mutluluklar yaşarken, yürüyüş gibi gerçek yaşam aktivitelerinden alınan haz azalıyor. Sonuç; daha çok ekran, daha az hareket ve daha sık depresif ruh hali… Bu kısır döngüyü kırmanın en etkili yolu, bedeni yeniden devreye sokmak.” şeklinde konuştu.
“Yürümek bazen konuşmaktan bile iyileştiricidir”
18 Kasım ‘Yürüyüşe Çıkma Günü’nün sadece fiziksel sağlık için değil, zihinsel iyileşme için de bir fırsat olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Bugün kendinize bir iyilik yapın. Telefonu sessize alın, kulaklığınızı takın ya da sadece sessizliği dinleyin. Bir adım atın. Sonra bir adım daha. Çünkü her adım, beyninize şu mesajı gönderir, ‘ben hâlâ buradayım, hâlâ hareket edebiliyorum’. Ruh sağlığını adım adım iyileştirmek isteyenlere küçük hatırlatma; yürümek bazen konuşmaktan bile iyileştiricidir.” diyerek sözlerini tamamladı.
