İstanbul Bilgi Üniversitesi Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mesrure Melis Bilgin Koen, Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Merve Çaşkurlu ve akademisyen Orhan Kemal Koçak’in küratörlüğünde düzenlenen “İnanç Sıçrayışları, Yazgı Yığınları / Leaps of Faith, Heaps of Fate” başlıklı karma sergi, Eskiyeni Sahaf’ta 18. İstanbul Bienali Paralel Etkinlikleri kapsamında 23 Kasım 2025 tarihine kadar devam ediyor.
Açılışı sanatçı Ece Ulutan’ın “Eskiyeni’de Tuhaf Oyunlar” isimli katılımcı performansı ile gerçekleşen sergide bağımsız sanatçılar Pınar Akkurt, Mustafa Avcı, Aydın Berk Bilgin, Merve Çaşkurlu, Başak Kaptan, Mesrure Melis Bilgin Koen, Ece Ulutan ve Zeynep Günsür Yüceil’in eserleri yer alıyor. Baskıresim, deneysel fotoğraf, hazır nesne müdahaleleri, ses yerleştirmeleri, yenilebilir yapıtlar ve performanslardan oluşan sergi, galeri mekanlarının hijyenik ferahlığına karşın nesneler ve yaşanmışlıklarla dolup taşan bir sahafın keşfedilebilirliğinin sunduğu alan ve katmanlardan faydalanıyor. Kültür sektörünün içerisinde bağımsız sanatçıların kent kültürünün gündelik rotalarında kendilerine açtıkları alanı oyunbaz şekilde ele alıyor.
Sanatçılar, sergideki eserleriyle Eskiyeni Sahaf’taki nesneleri birer karakter olarak yeniden ele alıp dönüştürürken onların kopuk, bağlantılı, umursamaz, zarif, kırılgan ve kesintili birlikte yaşamlarına alan açıyor. Çevresindeki nesnelerden bağımsız var olmayı reddeden bu yapıtlarla kurulan karşılaşmalar sırasında, nesneler karakterlere; sahaf dükkânı bir sahneye; ziyaretçiler ise katılımcılara dönüşüyor. Ziyaretçiler hem sahaftaki nesnelerle hem de sergideki yapıtlarla bütünlüklü bir duyusal temas kurarak onların aracılığıyla sahafın kendine özgü koreografisinin bir parçası hâline geliyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mesrure Melis Bilgin Koen, sergiyle ilgili şunları söyledi: “”Bienaller de kent kültürünün parçasıdır, sahaflar da. Birinde bilinçli ve planlanmış ziyaretler, rotalar; diğerinde flanör alışkanlıkları yer alıyor. “İnanç Sıçrayışları, Yazgı Yığınları” sergimizi bir sahafta açmayı tercih ettik çünkü bu kültürleri hem yeniden kavuşturmak hem de galeri yalınlığından uzakta, hıncahınç dolu bir mekânda keşif ruhunu yeniden yaşatmak istedik. Eski yaşantılarından ayrılıp sahafa bırakılmış nesnelerin hepsi, yeni yazgılarına sıçramayı beklerken sürekli değişen bir kürasyon oluşturuyor. Sergide ziyaretçiyi bu kürasyon içerisinde bir hazine avına davet ediyoruz. Bir yandan da bağımsız sanatçıların kültür-sanat endüstrisi içerisinde kendilerine organik bir alan açma çabasını oyunlaştırıyoruz.”
